Küresel ticaret ortamı, son yıllarda jeopolitik gerilimler, artan tarifeler (gümrük vergileri) ve COVID-19 pandemisinin ortaya çıkardığı tedarik zinciri kırılganlıkları nedeniyle köklü değişiklikler geçirmiştir. Uzun yıllardır e-ticaret ve perakende sektörünün baskın üretim merkezi olan Çin’e olan aşırı bağımlılık, işletmeleri büyük risklerle karşı karşıya bırakmıştır. Bu riskleri azaltmak amacıyla ortaya çıkan Çin Artı Bir (China+1) stratejisi, markaların üretimlerini Çin’in yanı sıra bir veya daha fazla ülkeye dağıtmasını gerektirir.
Ancak bu stratejinin asıl değeri, genellikle fabrika seçiminde duran bir kaynak bulma (sourcing) kararı olmaktan öte, baştan sona bir lojistik ve sipariş karşılama (fulfillment) stratejisi olmasıdır. İşletmelerin sadece “Bu ürünü nerede üretebiliriz?” diye sorması yetmez; “Bu yeni kaynak bulma kararı, ürünün müşteriye en hızlı ve en uygun maliyetle ulaştırılma şeklini nasıl yeniden şekillendiriyor?” sorusuna yanıt aramaları hayati önem taşır.
Bu rehber, Çin+1 stratejisinin tedarik zinciri ve lojistik üzerindeki kritik etkilerini, “Limandan Kapıya” (Port to Porch) çerçevesi üzerinden teknik olarak inceleyecektir.
Çin+1 Stratejisi Neden Kaçınılmazdır?
Geleneksel “yalnızca Çin’den tedarik et” yaklaşımının artık sürdürülebilir olmamasının ardında, stratejik risk yönetimi yatar.
- Tarife ve Gümrük Riski: ABD’nin Çin ürünlerine uyguladığı ek gümrük vergileri, karaya indirilmiş maliyeti (Landed Cost) doğrudan etkileyerek kâr marjlarını düşürmektedir.
- Jeopolitik ve Ticaret Politikası: Tedarik zincirinin tek bir ulusal otoriteye bağımlı olması, siyasi anlaşmazlıklar ve ticari kısıtlamalar karşısında büyük bir kırılganlık yaratır.
- Tek Noktada Hata Riski (Single Point of Failure): Pandemi sırasında görüldüğü gibi, tek bir üretim merkezinin kapanması, tüm küresel tedarik zincirini durdurabilir.
Bu nedenlerle, geleceğe dönük markalar; Meksika (yakın tedarik), Hindistan (tekstil), Vietnam (elektronik) ve Fas (AB’ye yakınlık) gibi pazarlarda paralel tedarik zincirleri inşa ederek risklerini çeşitlendirmektedir.
Sourcing Kararlarının Sipariş Karşılama Matematiğini Değiştirmesi
Bir fabrikayı değiştirmek, sadece bir kaynak bulma kararı değildir; aynı zamanda temel lojistik ve finansal metrikleri yeniden yazan bir karardır. Her bir coğrafi bölge, sipariş karşılama matematiğini kökten değiştirir:
1. Tedarik Süreleri (Lead Times) ve Envanter Stratejisi
- Asya Ülkeleri (Hindistan/Vietnam): Bu ülkelerden yapılan sevkiyatlar genellikle Okyanus Taşımacılığı (Ocean Freight) yoluyla gerçekleştirilir ve bu, daha uzun bir tedarik süresi (ortalama 4-6 hafta) anlamına gelir. Uzun tedarik süreleri, markaların talep tahmininde daha büyük “envanter bahisleri” yapmasını, yani daha büyük stoklar tutmasını ve stokta kalma (stockout) riskine karşı daha fazla güvenlik stoğu ayırmasını gerektirir.
- Yakın Tedarik (Nearshoring) (Meksika): Meksika gibi coğrafi olarak ABD’ye yakın ülkeler, tır/kamyon taşımacılığı erişimi sayesinde çok daha kısa tedarik sürelerini (birkaç gün ila bir hafta) mümkün kılar. Bu, markaların tam zamanında ikmal (Just-in-Time replenishment) yapabilmesini, daha az güvenlik stoğu tutmasını ve nakit akışlarını envantere bağlama süresini önemli ölçüde azaltmasını sağlar.
2. Navlun Modları (Freight Modes) ve Maliyet Dinamikleri
- Vietnam veya Uzak Doğu: Lojistik planlamanın büyük kısmı deniz ve hava taşımacılığına odaklanır. Deniz taşımacılığı daha uygun maliyetli olsa da yavaştır; hava taşımacılığı ise hızlı ancak pahalıdır.
- Meksika veya Kanada: Bu bölgelerden tedarik, genellikle daha hızlı ve daha esnek olan karayolu taşımacılığına olanak tanır. Bu, sevkiyat sürelerini kısaltır ve tek bir taşıma modu yerine daha çeşitli bir lojistik portföyü oluşturur.
3. Gümrük Vergileri ve Karaya İndirilmiş Maliyet (Landed Cost)
Üretimin yapıldığı ülke, uygulanacak gümrük vergilerini ve tarifeleri doğrudan belirler. Örneğin, ABD’nin belirli ülkelerle yaptığı ticaret anlaşmaları (serbest ticaret bölgeleri gibi), ithalatçıya vergi muafiyeti veya indirimli vergi avantajı sağlayabilir. Karaya indirilmiş maliyet formülünün birincil değişkeni olan vergiler, Çin+1 stratejisinin finansal uygulanabilirliğini belirleyen en kritik faktördür. Yeni bir ülkede kaynak bulma kararı, lojistik modelleme yapılmadan alındığında, daha düşük bir fabrika maliyeti bile, çok daha yüksek vergi ve nakliye maliyetleri nedeniyle toplam maliyeti artırabilir.
Limandan Kapıya (Port to Porch) Çerçevesi: Entegre Uygulama
En dayanıklı ve dirençli (resilient) markalar, tedarik zincirini Porttan Kapıya entegre bir büyüme motoru olarak görür. Bu çerçeve, kararların ayrılmaz olduğunu vurgular:
Çin+1 Stratejisi=Kaynak Bulma Kararı⊕Lojistik/Sipariş Karşılama Kararı
Adım 1: Yeni Pazarları Keşfetme ve Risk Modellemesi (Port – Kaynak Bulma)
Marka, potansiyel yeni üretim ortaklarını (Hindistan, Vietnam vb.) belirlerken sadece birim fiyatı değil, aynı zamanda kalite kontrol, fabrika güvenilirliği ve kurşun süresi (lead time) gibi risk faktörlerini de değerlendirmelidir. Bu aşamada temel lojistik kısıtlamalar (örneğin, Vietnam’daki sınırlı konteyner kapasitesi) mutlaka göz önünde bulundurulmalıdır.
Adım 2: Sipariş Karşılama Stratejisini Modelleme (Porch – Lojistik)
Yeni kaynak bulma kararı kesinleştikten sonra, ürünün müşteriye nasıl ulaştırılacağı modellenmelidir.
- Dağıtım Ağı Optimizasyonu: Örneğin, Meksika’dan gelen hızlı ikmalin avantajını en üst düzeye çıkarmak için, envanterin ABD’nin Batı Kıyısı’ndaki tek bir depoda mı tutulması, yoksa daha iyi son mil maliyeti (last-mile cost) elde etmek için ülkenin doğu ve batı yakasındaki birden fazla dağıtım merkezine mi bölünmesi gerektiği analiz edilmelidir.
- Veriye Dayalı Modelleme: Lojistik verileri (nakliye bölgeleri, sipariş hacimleri, teslimat hız hedefleri) kullanılarak, farklı dağıtım senaryoları karşılaştırılmalıdır. Envanteri iki veya üç farklı depoda bölmenin, tek bir merkezden yapılan sevkiyatlarda ortaya çıkacak daha yüksek son mil maliyetlerinden ne kadar tasarruf sağlayacağı hesaplanmalıdır.
Adım 3: Pilot Uygulama ve Ölçeklendirme
Yüksek riskli bir kumar oynamak yerine, markalar yeni kaynak bulma ve lojistik stratejilerini düşük riskli pilot programlarla test etmelidir.
- Küçük Ölçekli Test: Yeni üreticiden gelen küçük bir envanter grubu ile lojistik ortaklığının performansını, özellikle teslimat süresi, hasar oranı ve müşteri memnuniyeti KPI’ları açısından test edin.
- Hata Payı ve Ölçeklendirme: Pilot programın başarısını doğruladıktan sonra, hem üretimi hem de dağıtım ağını hızla ölçeklendirmek, operasyonel aksaklıkları en aza indirir ve pazarın talebine hızlı cevap verme yeteneğini artırır.
Sonuç olarak, Çin Artı Bir stratejisi, küresel riskleri yönetmenin bir zorunluluğu olsa da, markalar için gerçek rekabet avantajı; kaynak bulma (Port) ile sipariş karşılama (Porch) arasındaki entegrasyonu başarıyla kurabilmelerinden geçmektedir. Envanter yönetimi, navlun seçimi ve nihai teslimat hızı, seçilen üretim coğrafyasıyla kilitlenmiş durumdadır. Bu iki stratejiyi eş zamanlı modelleyen işletmeler, pazarda daha çevik, maliyet etkin ve geleceğe hazır bir operasyonel yapı inşa edebilirler.




